Beyin hücreleri varlıkları; bir insan ‘beden’ini tümüyle idare edebilecek bir insan varlığı hâline gelmeye hazırlanan, bir insan beynindeki hücrelere enkarne olan ‘varlık’lardır. (90, 89) Bu varlıklar, doğumdan önce de beraber oldukları, bir insan bedenini hâkimiyetinde bulunduran insan varlığını bedenin ‘ölüm’ olayından sonra da, yani spatyom hayatında da terk etmezler. (89)
Beyin hücreleri varlıklarının manyetik alanlar sentezi ve beyin hücreleri
Bir insan bedeni beyin hücreleri tarafı ndan idare edilmekle birlikte, bu idare, o bedenin varlığı olan ve bir ruha ait bulunan enerjiler topluluğunun, yani o insan varlığının hâkimiyeti altındadır. (86) İnsan bedenine hâkim olan varlık, bu hâkimiyetini doğrudan doğruya, beyin hücrelerine ait ‘manyetik alan’lardan oluşan manyetik alanlar sentezi (bütünü) üzerine tesirlerde bulunarak sağlar. (86) Yani insan varlığının bedenle ilişkisi, onun beyin hücrelerinin manyetik alanlar bütününe hâkimiyeti ve bu sayede bütün organizmasına tesirlerini göndermesiyle sağlanır. (91)
İnsan vücudundaki hücrelerin hepsinin de kendilerine göre belirli hareket frekansları olup, bir hücrenin hareketi ne kadar fazla olursa o hücrenin kudreti, faaliyeti o kadar yüksek derecede olur. (138) İnsan bedeninde en fazla hareketi haiz (hareketi taşıyan, harekete sahip) hücreler beyin hücreleridir. (138) Esasen beyin hücreleri dünyaya ait izlenimleri bu hareketlerinin fazlalığı sayesinde alabilmektedirler. (138) Beyin hücrelerinin olağan hâllerde kendilerine mahsus belirli frekansları vardır; bunlar çeşitli nedenlerle artabilirler ve arttıkları zaman o hücrelerin faaliyet ve kudretleri de artar. (138)
Beyin hücreleri varlıklarının bedenlenme sırasındaki işlevi
Spatyom hayatında önceki bedeninin beyin hücreleri varlıklarını bir arada tutan, bedenlenmeye hazırlanan bir insan varlığı; seçme (intihap) özgürlüğü derecesine göre dünyadaki çevresini (anne baba seçimi vs.) hazırladıktan sonra, tesiri altında bulundurduğu beyin hücreleri varlıklarını –onların manyetik alanları na tesir etmek suretiyle ana rahminde oluşacak bir ceninin beynini kurmak üzere, seçilen annenin bedenine sevk eder. (90, 85) İnsan varlığı, bu beyin hücreleri varlıklarının manyetik alanlarına yaptığı müdahalelerle, onları önce embriyonun beynini, daha doğrusu beyin hücrelerini kurmaya sevk eder. (85) Beyin hücreleri varlıkları böylece, insan varlığının tesir ve yardımlarıyla kendi bedenlerini, yani beyin hücrelerini kurarlar. (85-86) İnsan varlığı da, kurulmuş olan bu beyin vasıtasıyla sinir sisteminin diğer kısımlarını kurar. (86)
Embriyonun ilk devrelerinde beyin hücreleri topluluğuna ancak lüzumu kadar tesir gönderen varlık, bedenlenme sırasında kendisine mahsus ‘idrakî temerküz noktası’nı asla tümüyle terk etmez ve bedene tümüyle konsantre olmaz. (86, 87) İdrakî temerküz noktasında “enerjiler veya tesirler kompleksi” hâlindeki toplu durumunu daima muhafaza ederek, beyin hücrelerinin manyetik alanına tesirlerinden ancak lüzumlu kadarını gönderir, yani ona tesirlerinin bir kısmıyla bağlanır. (86)
Embriyonun gelişimi süresince, anne rahminden çıkış anına kadar, beyin hücrelerinin manyetik alanına göndereceği ve bağlayacağı tesirlerin miktarı giderek artar. (86) Anne rahminden çıkış anında tesirlerinin büyük bir kısmını beyin hücrelerinin manyetik alanlar sentezine göndermiş, bedene bağlamış vaziyettedir. (86) Görüldüğü gibi, varlık, ne bedenin içine girmiştir, ne de organları na dağılmıştır; sadece büyük kısmını beyin hücrelerinin manyetik alanlar sentezine bağlamıştır. (86) İşte bu beyin hücrelerine bağlanmış tesir sahalarına insanlar –mahiyetini iyice bilmeksizin, sadece gözlemlerine göre– ‘şuur’ demişlerdir. (86) Yani insandaki şuur; varlığın bedene, daha doğrusu beyin hücrelerinin manyetik alanlarından oluşan manyetik alanlar sentezine doğrudan doğruya bağlanmasıyla yansıyan kısımlarının tezahürüdür. (88)
Beyin hücreleri varlıklarının ölümle dağılmayışı
‘Ölüm’, yani beyindeki hücre varlıkları nın bedenlerini (beyin hücrelerini) terk edişleri, beyin hücrelerine hâkim olan insan varlığının beyinle olan irtibatını, alâkasını kesmesi demektir. (187, 93) Ölüm olayı meydana gelince, “beyin hücrelerinin varlıkları”, enkarne bulundukları bedenleri olan hücreleri terk etmekle birlikte, dağılmazlar; çünkü artık bedenini terk etmesi gereken insan varlığı onlar üzerindeki tesirini bedenini bıraktıktan sonra dahi kaldırmaz. (89) O varlıkların manyetik alanlarına göndermeye devam ettiği tesirleriyle onları spatyom hayatında da daima bir arada tutar, tesiri altında bulundurur ve doğal olarak, ‘spatyom’ hayatında o da onlardan tesir alır. (89)
Spatyom hayatında beyin hücreleri varlıklarıyla devamlı olarak ilişkide bulunduğundan, o varlıklarda da mevcut, dünyaya ait izlenimleri toplayarak, onlardan kompozisyonlar yapabilir. (89) Bu faaliyet, genellikle çok ıstıraplı olmakla birlikte, kendisine lüzumlu olan, murakabeyi yapma imkânı sağlar. (89) Bu murakabeyle lüzumlu olan sonuçları elde ettikten sonra kendisine yukarılardan ve civarlardan tesirler gelerek uyandırılması ve idrakinin arttırılması sağlanır. (89) Doğal olarak bu sırada beyin hücreleri varlıkları da, kendilerine göre tekâmüllerini (yani o varlıkların ruhları da o safhaya mahsus tekâmüllerini) yapmış olurlar. (89)
Beyin hücreleri varlıklarının inkişaf durumu
Bir insan varlığının tesiri altındaki beyin hücreleri varlıkları, kuşkusuz, tekâmül gereği, ona ebediyen bağlı kalmazlar. (90) Aslında onlar da o insan varlığına bağlı kaldıkları süre boyunca, bu sayede, birer insan bedenini kendi başlarına idare edebilecek kudreti kazanabilme hazırlıkları yapmaktadırlar. (90) Bu hazırlıklarını tamamladıkça da birer birer kendilerini o insan varlığının tesirinden ayırır ve bir beyin hücresi olmaktan kurtulurlar. (90) Bir insan beyin hücresi varlığı, ancak gereken liyakate ulaştıktan sonra, bir insan bedenini tümüyle idare edecek şekilde, bir insan bedeninde bedenlenebilir. (307-308) Fakat bunun için de, ayrıca onun bir insan varlığı hâline gelebilmek üzere Dünya’dan ayrılıp, Dünya-dışı çeşitli ara ortamlarda tatbikatlar geçirmesi gerekmektedir. (90). Nihayet bir insan bütününü idare edebilecek duruma gelmesinden sonra, bu kez kendisi, bir insanın beyin hücrelerinin manyetik alanlar sentezine tesir ederek, dünyadaki tekâmülünü insan hâlinde, yani insan bedeni vasıtasıyla yapmaya başlar. (90) İnsan-altı kademeleri