İlâhî Nizam ve Kâinat kitabı

“İlâhî Nizam ve Kâinat” kitabı; ‘Ünite’ denilen idrak vahdetinden, insanların tekâmül ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde, vazifelileri tarafından dünyaya ‘kontrollü irtibat’ yoluyla verilmiş bilgilerin Bedri Ruhselman tarafından düzenlenmesiyle 1959’da hazırlanmı ş bulunan; Büyük Vazife Plânı’nın “Dünya için vazifeli kısmı”nın (Dünya idare Plânı) Dünya’ya bir hediyesi olduğ u bildirilen; tekâmüllerini ileri bir safhada sürdürmek ihtiyacı içinde susamış insanları n şiddetle aradıkları ve bekledikleri bilgileri içeren; dünya inkılâbını (İnkılap ve intikal devri) sonuçlandıracak, artık insanlarca bilinmesi gereken hakikatlerin sembolsüz (Dinî semboller), açık bilgilerinin ve gelecek dünya-üstü âlemlerin sezgilerinin yazılmış olduğu; üç görevli kişiden biri tarafından açılmak üzere 1959’da notere teslim edilip, Nisan 2013’te insanlığa sunulmuş olan kitaptır. (5, 164, 236, 261, 149)

İlâhî Nizam ve Kâinat kitabındaki ön açıklama

“İlâhî Nizam ve Kâinat kitabı etrafımızda gördüğümüz, hissettiğimiz, yarım olarak tabiat diye adlandırdığımız ahengin bir parçasıdır. (5) Kâinatımızda, ‘tekâmül’ diye adlandırabildiğimiz o nurlu yolun, insanların bilgilerine olan bir köprüsüdür. (5) İnsanın dar bir madde hayatını, geniş ve idrakli olan ileri bir safhaya bağlayan biricik yoldur. (5)” Tabiat, Kâinat ahengi, Tekâmül

“Bu ne bizim, ne siz insanların, ne de hiçbir kimsenindir. (5) Bu, İlâhî Nizam’ın, insanlara bir hediyesidir. (5) Yani tabiattan bir parçadır. (5) Bu kitap, Ünite dediğimiz idrak vahdetinden, insanların tekâmül ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde, vazifelileri tarafından dünyaya verilmiştir. (5)” (MUKADDERAT YOLCULARI) İlâhî nizam

Devrin artık sembolsüz, açık bilgiye ihtiyaç duyulan “bilgi, mantık ve idrak devri” olması

Dinler’ emretmiş oldukları faziletler ve men ettikleri reziletlerle, bazen otomatik (Otomatizma), bazen de yarı idrakli bir aydınlık içinde, insanları yüksek idrak plânlarına hazırlamışlardır. (163, 207, 259) Fakat zamanla bu idraklerin üst ‘plân’a doğru inkişafları o kadar arttı ki dinlerin, sembollerle vermiş oldukları sezgileri anlamak ve mânâlandırmak ihtiyacı insanlarda şiddetle belirdi. (163) Bunu da bu dinlerin (kitabî dinlerin) başarılarından biri olarak saymak gerekir. (163) Bugün insanlar bu sembollerin, kendilerinde uyandırmış oldukları yüksek sezgilerin mümkün olduğu kadar açık bilgilerine susamışçasına iştiyak duymaktadırlar. (163)

Oysa, bu mânâları din kitaplarının başarıyla yerleştirmiş oldukları güçlü sembollerin içinden ayırıp çıkarabilmede insanların ancak yüzde 2’si veya yüzde 3’ü başarılı olabilir. (163) Fakat direktiflerini daima ilâhî Plân’dan alan yüksek vazifeliler insanların bu iştiyak ve yüksek ihtiyaçlarını gördüler: (164) İşte, büyük Vazife Plânı’nın Dünya için vazifeli olan kısmının (Dünya idare Plânı) Dünya’ya bir hediyesi olan ‘İlâhî Nizam ve Kâinat kitabı’; tekâmüllerini ileri bir safhada sürdürmek ihtiyacı içindeki, sembollerin açık bilgilerine susamış insanların şiddetle aradıkları ve bekledikleri bu açık bilgileri içermektedir. (164) Din kitapları tarafından yüksek hakikatlerin, zaman ve icaplara göre insanlara yetecek kadar güçlü semboller içinde sezgileri verilmiş, bu kitapta da dünya inkılâbını sonuçlandıracak olan ve ön sezgileri daha önce verilmiş bulunan hakikatlerin açık bilgileri ve gelecek dünya-üstü âlemlerin sezgileri yazılmıştır ki, bunlar da büyük inkılâbın eşiğinde bulunan bugünkü dünyanın “son realite”si olacaktır. (164)

Bugün artık “korku ve his devri” değil, “bilgi, mantık ve idrak devri” hâkimdir. (260) Dolayısıyla geçmişte büyük dinlerin, hakikatler karşısında zorunlu olarak kullandıkları semboller, alegorik izah ve ifadeler, bugünkü idrakler karşısında istenilen (matlup olan) sonuçları vermemektedir. (260) Bugün hakikatlerin dünyaya açıkça, olduğu gibi belirtilmesi gerekmektedir. (260) Çünkü insanlar artık hidrojen atomu âleminin (Hidrojen âlemi) son kemal noktalarına ulaşmış ve bu muazzam âlemin kapısından dışarı çıkmak üzere, eşiğine adımlarını atmışlardır. (260) Bu eşik ise ancak idrak ve bilgi olgunluğu ile aşılabilir. (260) Bu sözler açık ifadeleri taşırlar. (260)

Dolayısıyla artık insanlarca bilinmesi gereken hakikatleri hiçbir sembole ihtiyaç duymadan açıklamak zarureti doğmuştur ki, bunlar "İlâhî Nizam ve Kâinat” kitabında açıklanmıştır. (261, 163, 164, 260)

İlâhî Nizam ve Kâinat kitabı hakkındaki diğer açıklamalar

• Dünya’nın sevk ve idare edilmesi kapsamı nda, birbirine bağlı organizasyonlarca yürütülen vazifelerin bir grubunu da, geniş çaplardaki kitlelerin genel tekâmül hamlelerinin, plânlarının ve ilgili madde inkılâplarının sevk ve idare edilmeleri oluşturur ki, “İlâhî Nizam ve Kâinat” kitabının meydana getirilmesi yolundaki faaliyetler, bu vazifeler meyanında (arasında) olup, Yüksek Vazife Plânı’ndan, bugünkü dünyanın (devremizin) büyük inkılâp faaliyetlerinde vazifelenmiş büyük bir ‘organizasyon’un dünya inkılâbına ait işleri arasında yer almaktadır. (241)

• İstikbale ait sözler, bazı kayıtlar altında, ancak hakikatlerin tahakkuk etmekte bulunduğu vazife plânlarında söylenebilir ki, işte “İlâhî Nizam ve Kâinat” kitabı, istikbale ait sözlerin de aktarıldığı bir kitaptır. (236)

• Bu kitaptaki bilgileri okumuş, benimsemiş olanlar, dünya inkılabıyla sonuçlanacak önümüzdeki dönemde (2059’u izleyen yıllardan birine kadarki dönemde) meydana gelecek, insanların doğal âfetler olarak sayacakları tabiat olaylarının delâlet ettikleri mânâları daha ilk zamanlarda sezmekte güçlük çekmeyecekler ve kendilerini, gelecek “büyük gün”e rahatça, kalp huzuruyla ve hatta sevinçle hazırlayabilmenin imkânlarını elde etmiş olacaklardır. (280) İnkılap ve intikal devri

İİâhî Nizam ve Kâinat kitabında 1959’da bildirilen ve sonradan insanlarca görülen, bilimce keşfedilen veya kabul edilen hususlardan bazıları

• İklimlerde bazı acaip değişmeler, önceleri yavaş yavaş başlayacak, soğuk yerler tedricen ısınacak, bazı mıntıkalar alışılmadık (olağandışı) şekilde sıcaktan kavrulmaya başlayacaktır. (280) Dünya bir taraftan, gittikçe ısınmaya devam ederken, diğer taraftan, bazı yerlerde büyük mevsim farkları görülmeye başlanacaktır. (282) Yani dünya iklimleri belirtilen nihai safhanın sıcaklık derecelerine (iNK kitabının 283. sayfasında ülke ülke belirtilen sıcaklık derecelerine) birdenbire geçmeyecek, uzun yıllar süresinde, yavaş yavaş geçecektir. (284) Bazı iklim değişmeleri ise 50 yıl sonradan itibaren (2009’dan itibaren, 2010’lu yıllarda) başlayacaktır. (303) Bununla birlikte bu hâl henüz yine insanları meşgul edecek derecede olmayacaktır (insanlar önceleri fazla önemsemeyeceklerdir). (303)

• Bir sistemin gezegenleri, zannedildiği gibi o sistemin güneşinden koparak ayrılmış parçalar değildir. (261)

• İnsanlar bugün (1959 yılında) elementlerden ancak 100 kadarını tanıyabilmişlerdir. (45-46) Oysa bunların miktarı 100’ün üstündedir. (46)

• İlk hidrojen atomlarından oluşan sahalar, astronomik âlemin bütün cisimlerini, kürelerini ve güneş sistemlerini teşkil eden sayısız galaksi sahalarının ilk durumlarını meydana getirirler. (42) ‘Hidrojen âlemi’mizi, yani astronomik vasıtalarımızla gözlemleyebildiğimiz ‘güneş sistemleri’nin, ‘galaksiler’in ve bütün astronomik cisimlerin ana maddesini, işte insanların henüz tanımadıkları hidrojen atomunun bu ilk çekirdek, nüve hâli teşkil eder. (54) Dünya’mızın ve küreleriyle, sistemleriyle, Galaksileriyle, bütün astronomik âlemimizin madde hâl ve şekilleri, bu hidrojen atomunun inkişaf etmiş durumlarının çeşitli kombinezonlarından meydana gelmiştir. (10) İlk hidrojen atomu

Kontrollü irtibat

Ünite

Dünya idare Plânı

İlâhî nizam

Tebligat

Organizasyon

Bedenli vazifeli

İnkılap ve intikal devri