Bitkilik safhası

Bitkilik (nebat) safhası; varlığın (Varlık) bir bitki bedenini tümüyle kullanabilecek hale gelmek üzere, bitki bedeninin çeşitli hücrelerinde lüzumlu enkarnasyonları (Bedenlenme) tamamlamasından sonra, yani bir bitki bedenini tümüyle idare edebilecek hale gelmesinden sonra, bir bitki bedenine bağlanmasıyla başlayan, en basitinden en yükseğine kadar sayısız bitki türlerinde bedenlenmelerle süren, ‘hayvanlık safhası’ ndanönceki inkişaf ve tekâmül safhasıdır. (56, 77, 71, 56, 193)

Bitkilik safhasının başlaması ve sonraki safhaya alışma süreci

Varlık safhası’ndaki bir varlığın, bitki bedenlerinin her tür hücresinde lüzumlu enkarnasyonları tamamlamasından, bir bitki bedenini tümüyle idare edebilecek duruma gelmesinden sonra, bitkilere müstakil olarak, yani kendisine bir bitkinin tümü beden olacak şekilde enkarne olmaya başlamasıyla, bitkilik safhası başlar. (56) Varlık, en basitinden en yükseğine kadar, bitkilerin sayısız türlerinde sonsuz bedenlenmeler geçire geçire, çok uzun bir zaman sonra, bu safhayı da tamamlar. (56)

Fakat bitkilik safhasını tamamlayan bir varlık derhal hayvanlık âlemine atlayamaz; bir ‘arasat plân’da üst safhaya hazırlanması (hayvan hücrelerinde enkarne olmaya hazırlanma tatbikatı görmesi) gerekir. (307) Maddi inkişafın her safhasının tamamlanmasından sonra, bitki varlığı olsun, hayvan varlığı olsun, insan varlığı olsun, her varlığın bir üst safhaya geçmeden önce, o üst safhaya hazırlanacağı bir arasat plândan geçmesi gereklidir. (307) Bu yüzden bitkilik safhasını tamamlayan bir varlık, hayvanlık âleminin ön tatbikatını görmek (hayvan hücrelerine hazırlanmak) üzere bitki varlıklarına mahsus bir ‘yarı-süptil âlem’e geçer ve orada bir süre yaşar. (56) Oradaki hazırlığının tamamlanmasından sonra, hayvan bedeni hücrelerinde enkarnasyon kademelerine geçer ve en basitinden, yani en ilkel hücrelerinden itibaren, hayvan organizmasının hücrelerinde enkarne olmaya başlar. (56) Hayvan hücrelerindeki kademe kademe yükselen enkarnasyonlarının sonunda, en yüksek hayvan hücreleri olan, hayvanların sinir sistemi hücrelerinde enkarne olmaya başlar. (56) Bu devreyi de tamamlayıp lüzumlu melekeleri kazandı ktan sonra, yani bir hayvan bedenine tümüyle hâkim olabilecek duruma girdikten sonra, en ilkel hayvan bedenlerini idare etmeye başlar ki, böylece hayvanlık safhasına geçmiş olur. (56)

Bitkilerdeki içgüdü ve otomatizma

Bitki bedenlerinin kurulması safhası, varlıkları idrakin ilk pırıltıları olan “sezgiler”e hazırlayıcı safhadır; bitkilerde ilk ilkel sezgilere geçiş alıştırmaları başlar. (56, 193) Bu safhada özgürlüğün sınırı –yine pek dar olmakla beraber– öncekine oranla bir miktar daha genişletilmiş ve “sezgi otomatizması” başgöstermiştir. (193, 56) Bu sezgi otomatizmaları ileride kapsam kazanarak hayvanlardaki sezgilere dönüşecektir. (193)

Bitkilerdeki ‘idrak’ ve irade özgürlüğ ü insanlarınkine oranla o kadar ilkel ve basittir ki, bunun objektif olmaktan ziyade, sübjektif bir karakteri vardır ve bunu da insan idrakinin kavrayabilmesi hemen hemen mümkün değildir. (100) Bu yüzden onlardaki inkişaf, insanlara tümüyle mekanik bir yürüyüşe tâbiymiş gibi görünürse de, aslında bu, bir görünüşten ibarettir. (100) Çünkü bu safhada ‘pasif intibaklar safhası’nda olduğu gibi yalnızca ‘Ünite’den gelen tesirlere tâbi olma ve bu tesirlerin maddede yaptıkları hareketlere intibak etme mecburiyeti sözkonusu değildir: (100) Bitkilerde içgüdüsel hamle ihtiyaçları belirmiş ve bunun basit tatbikatları da başlamıştır. (100)

“İdrak”in bitkilerdeki karşılığı, insanların kabul ettiği mânâdaki “idrâk”ten bambaşka bir mânâyı taşır; bitkilik safhasında idrak ve irade hissedilmeyecek derecede basittir, ilkeldir, adeta “içgüdüsel hamleler” hâlindedir. (99) Onlarda idrak, ancak en basit ‘içgüdüler’ hâlinde, “otomatik içgüdüler” diyebileceğimiz en basit hâliyle mevcuttur. (115) Bu da insanların sahip oldukları idrak kademelerinden çok uzak bir hâl gösterdiğinden, “idrak” sözcüğüyle nitelendirilemez. (116)

Bitkilerde içgüdüsel hamle ihtiyaçlarının çok basit tatbikatları olmakla birlikte, bu, o safhadaki varlıkların hayat ihtiyaçlarına yeterli gelmektedir, yani onların hayat icaplarına yeterli gelecek kadar idrakin yerini tutmaktadır. (99, 100, 116)

Bitkilerdeki inkişaf mekanizması

İnkişaf mekanizması, ilkel varlıklarda, doğal olarak, ilkel içgüdülere göre ayarlanmıştır. (99-100) Dünyada, düalite prensibine dayanan ‘inkişaf mekanizması’ nın kapsamı, pek ilkel hâlde bazı hayat hamlesi kırıntıları gösteren, bitki bedenini kullanan varlıklara kadar uzatılabilir. (99)

Bir bitkinin fizikte bilinen kılcallık özelliğine uyarak topraktan gıdasını kökleri vasıtasıyla alıp bedenine yayabilmesi, onları bedeninde kullanabilmesi ve harcayabilmesi, “insanlar için saklı kalacak kadar” ilkel olan içgüdüsel hamlelerini gösterir, kaba maddeye yaptığı müdahalesinin en basit şeklini ifade eder. (100) Bu durum, bitkinin diğer hayatî fonksiyonlarında da aynıdır. (100) İşte bitkilerdeki inkişaf, bu anlamda düşünmek şartıyla, “otomatik”tir. (100) Dolayısıyla bitkilerde de, çok basit olmakla beraber, bu ilkel canlılık durumlarına yetecek kadar otomatik ve basit müdahaleleri içeren birer inkişaf mekanizması mevcuttur ve bu da, bir “birim düalite” içinde işlemektedir. (100) İşte bu birim düalitenin insan hayatı ndaki biçimi ‘vicdan’dır. (100)

Bu mekanizma, bitkilik safhasındaki içgüdüleri hayvanlık safhasının ‘otomatizma’sına, hayvanlık safhasındaki otomatizmaları insan hayatındaki vicdan duygusu safhasına, insanları ise “vazife sezgisi ve bilgisi” idraklerine, yani vazife plânına hazırlar. (103)

Sevginin bitkilerdeki karşılığı

Maddelerin birbirine karşı göstermiş oldukları fizikokimyasal alâkalar dahi, yüksek varlıklarda görülen ’sevgi’nin belki en maddi ve ilkel bir hazırlığıdır ki, bu, o safhadaki varlıkların kendilerine mahsus ihtiyaç ve zaruretlerinin birer icabıdır. (131) Bitkilerin, gıdalarını alarak bünyelerine dahil etmeleri, havanın karbonunu, oksijenini çekerek kendi özsularına karıştırmaları, bazılarının güneşe karşı dönmeleri, bazılarının hayvanları içine çekip hazmetmeleri genellikle bu çekilimin fizikokimyasal çehrelerdeki, çeşitli ‘içgüdüler’ tarzında görünen tezahürleridir. (131)

Sevginin bitkilerde basit ve çeşitli mekanizmalarla tezahür eden bu çekilim hâlleri, hayvanlarda bu kadar maddi olmayan ve az çok insanlarınkine yaklaşmış durumlarda görülür. (131)

Bitkilerin mâşerî hayata başlamış olmaları

Mâşerî hayat, yalnızca insanlarda değil, hayvanlarda da bulunur, hatta bitkilerle başlar. (197, 71, 56) Bir ‘aile’ topluluğunun en ilkel ve en basit hazırlıkları hayvanlardan ve hatta bitkilerden başlar. (176) Varlık, bir bitki bedenini kurmaya başladığı andan itibaren, içgüdüleriyle, bir topluluğa girmek suretiyle, yeni bir inkişaf devresine başlamış bulunur. (71)

Bitkilerde otomatik-mekanik içgüdülerle, bir tür topluluk hayatının başlaması, ‘organizasyon sistemi’nin en ilkel yürüyüşünün başlangıcı sayılabilir. (77) Bir bitki bedenini tümüyle idare edebilecek hale gelmiş bir varlığın, bir bitki bedenini müstakilen idare etmeye başlaması, kendisi için toplu, mâşerî bir hayatın ilk kademelerinin kurulmuş olması anlamına gelir ki, buna, “organizasyon sistemlerine hazırlığın en ilkel kıpırdanışları” denir. (56)

Hayvanlık safhası

Varlık safhası

İnkişaf mekanizması

Otomatizma

İçgüdüler

İdrak